Beynin sınırlarını ve elektrokimyasal işleyişini daha önce yazmıştım. Eğer yazı dizisini ilk kez görüyorsanız bundan önceki yazıları okumanız konunun tamamını anlamak açısından daha faydalı olacaktır.
Beyin ne kadar karışık ve anlaşılması güç bir yönetim birimi olsa da hakkında bilinen birçok bilgi bulunmaktadır. Geçen yazının sonunda şu soruları ve daha fazlasını belirteceğimi yazmıştım:
“Alınan oksijenin % kaçı beyine gitmektedir?
Kanın % kaçını beyin kullanmatakdır?
Beyin toplam ağırlığın % kaçına denk gelmektedir?”
Şimdi, sıra geldi cevap vermeye:
# Yetişkin bir insanda beyin 1.4 kg’dır.
# Beyin toplam ağırlığın %2’si kadardır.
# Beyin, vucüttaki kanın %15’ini kullanır.
# Alınan oksijenin %25’i beyne gider.
# Gıdaların %20’sini beyin kullanmaktadır.
# Beyin mesajlarının hızı saatte 580km’yi bulabilmektedir. Bu yüksek hız sayesinde ayaklarımızdan gelen herhangi bir uyarının başımıza ulaşması saniyenin yüzde birinde gerçekleşir.
# Beynin hacmi doğumda bir yetişkin beyninin %25’i, altı aylıkken %50’si, 2.5 yaşındayken %75’i, 5 yaşındayken de %90’ı kadardır.
# Enerji olarak değerlendirmek gerekirse, teorik olarak beynin içinde İstanbul, İzmir yada Ankara kadar büyük bir şehri kurmaya yetecek kadar potansiyel atom enerjisi vardır.
# Her saniyede 10 yeni bilgi yüklense bile, ortalama ömürde bir insanın hafıza kapasitesinin yarısından çok azı doldurulabilir.
# Bugüne kadar beyin işlevlerinin sadece %5’i aydınlatılabilmiştir. Beyin hakkında 2500 yıldır devame den araştırmalar günümüz teknolojisi ile oldukça hız kazanmış, bu mucize organ hakkında bildiklerimiz son 10 yılda öncekilere oranlara kat kat artmıştır.
# “Beynim yoruldu, dinlenmeye ihtiyacım var!” diyenlere duymuşsunuzdur. Ancak beynimizin yorulması fiziksek olarak mümkün değildir.
# Beyin sinir hüclerini telefon şebekesi olarak düşünürsek, beynin 1 gramında bulunan nöronların bağlantı kapasitesi dünyadaki telefon ağına eşit sayılabilir.
# Hesaplara göre hafızamız, ortalama 70 yıldan fazla olan hayatımızın her saniyesinde 11 olay kaydeder ve buna rağmen beynimizde potansiyel olarak kullanılacak çok büyük alanlar kalır.
# İnsan beyni glikozla çalışan ve özel bir işçilik istemeden yapılmış bir genel amaçlı süper bilgisayar olarak adlandırılabilir.
# Beyin, dakikada yüzbin kelimeyi (yaklaşık 450 sayfa) anlayabilecek bir kapasiteye sahiptir. Fakat göz bu kadar bilgiyi beyne gönderemez.
# Vücudumuzda yaklaşık 500.000 dokunma detektörü, 200.000 ısı dedektörü ve 4 milyon acıya duyarlı, hassas alıcı vardır. Bunlar kesintisiz olarak beynin ilgili yerlerine bilgi aktarmaktadır.
# Beyin, yaşamsal faaliyetlerimizi sürdürmemize yardımcı olur, 24 saat boyunca bizim ile çalışır. Asla yorulmaz, biz dinlensek de o çalışmaya devam eder.
Bir sonraki yazıda ‘Çoklu Zeka Kuramı’nın‘ detaylarını paylaşacağım. Zeki olmanın kaç farklı çeşidir vardır? En erken belirlenebilen zeka hangisidir? Hangi zeka doğuştan gelebilir? Hangisi geliştirilebilir? Hangi zeka türü geç ortaya çıkar?
Bu bilgilerin yanında bende şunu söyleyeyim. Vicudun beyinle oranı zeka yı verir. Bu oran en fazla insanlardadır.
Sonra da yunuslarda 🙂 Teşekkürler Erol.
450 sayfa!
Birkaç yüz göz kullanırsak hepsi ile de farklı noktalara odaklanırsak belki. 🙂
çok ilginç bilgiler, Allah’ın hikmetine bak
haklısınız fakat bu beyni ülkemizdeki pislikleri temizleyemedikten sonra ne işe yarar zeki olmak
merhaba dostlarım yolda yürüyerek kitap okuyun beyninizin iki lobuda dengeli gelişsin çalışsın güçlü bir beyin egzersizidir uzun mesafeler kat edersiniz sevgiyle kalın