Bir başkadır, bambaşkadır o sofralar.
Sessiz başlayan akşamların, eğlenceli gecelere bağlandığı günlerdeki sofralardan bahsediyorum. Dertlerin, gerçek dostlarla unutulduğu sofralardan..
Önce bardaklar gelir sofraya. Beyaz peynir her zamanki yerinde, hazır ve ince ince dilimlenmiş şekilde beklemektedir. Ardından koca bir sürahide, camları buğulanmış su gelir sofraya..
Her şey hazır olduğunda ise büyük rakı koyulur sofranın en ortasına..
Bardaklar er kişinin önüne dizilir, sessizliği bozma vakti gelmiştir. Önce rakının şırıltısı duyulur, bardaklar dolarken. Ardından da önceden buz ile soğutulmuş buz gibi su eklenir bardağa.
Muhabbet bir başladı mı, her dert, her keder unutulur gider..
Önce dertler unutulur, ardından da neşe kaplar tüm sofrayı.
Ufak ufak içilir, muhabbete girilir. Gerçek dostlar, gerçek dostluklar ve asıl keyif bu dakikalarda başlar. Tadına doyum olmaz rakının, sohbetin, dostların..
Tatlı zamanların, hoş anıların geçtiği o sofraları her daim kurmak dileğiyle…
YENİ İLETİŞİM DEVİ: YENİ RAKI