Öss’nin öğrenciler üzerinde oluşturduğu baskıyı azaltmak amacıyla günümüzün en iyi eğitim merkezleri olan dershanelerden(!) biri öğrencileri stresten uzaklaştırmak adına önce tatile sonra kampa götürür!
Geçtiğimiz iki gün uzun zamandır içimde kalan bi’şeyi gerçekleştirdim; Çılgın Dersane filminin iki serisini de izledim. Çevremdeki izleyenler sürekli olarak vakit kaybı olarak değelendirse de ben sırf ‘ben de izledim, şöyle düşünüyorum’ demek için oturup üşenmeden ve erinmeden izledim.
Genel olarak değerlendirirsem eh işte bile denilemez. Çok ileri gidip direk Amerikan Pastası filminin özetensi yada takliti demeyeceğim ama daha net yanlışlar var bana göre.
Çılgın Dersane #1
Gençlik filmi yapmaya karar verdiyseniz hikayenin bir bütün içerisinde akması önemlidir. İlk filmde, ilk sahnede ve son sahnede hatta filmin temel amacında bu hissettirilmiş.
Cüneyt Arkın, Pakiza Suda, Hande Ataizi gibi işini bilen ve medyatik isimleri filme katmak bu tarz filmlerde pek görülen bir hareket olmasa da bizde tutar.
Oyuncu kadrosu için söyleyecek yada tartışacak hiç bi’şey yok çünkü bu tarz filmlerde standart pek tanınmayan oyuncular seçilir; kendini göstersin diye(!). İlk filmin %50’si müzik. Olaylar sürekli olarak müzik ile akıyor, dansları ve partileri katmıyorum bile. Herhangi bir komik sahnede yada sıradan bir geçiş anında dahi müzik kullanılmış, bir sürü gereksiz efekt verilmiş. Oyuncuların kahkahaları inanılmaz derece yapmacık, neredeyse patlayacaklar gülmeye çalışmaktan.
Filmde gülünecek pek fazla yer olmasa da ilerliyor, çok sıkıcı değil. Fakat kesinlikle çok daha iyi bir yapım ortaya çıkabilirmiş. IMDb’den alınan 2.5’i fazlasıyla hak ediyor, ehe.
Çılgın Dersane #2 | Kampta
Bu tarz filmlerin devamı getirmek zordur, kadroyu bir arada tutmak daha da zordur. Zira ikinci filmde ekleme ve çıkarmalar var. Hikayede bence yanlış karar verilmiş. Şöyle ki; filmi ilk hikayenin devamı yapmak yerine ana temayı aynı kılıp -öss gençliği- farklı bir ortam yaratılsaymış çok daha iyi olurmuş. Hababam Sınıfı filmleri bunun en güzel örneğidir. Temelde sürekli sınıfta kalan öğrencilerin rasgele maceraları. Fakat Çılgın Dersane filmlerinde temel ve zaman kavramı birleştirilmiş. Sanırım biraz da üşengeçlik.
İkinci film kamp ortamında geçiyor, maliyeti azaltmak için güzel hamle. Neredeyse hiç başka alan yok. İlk filmde olduğu gibi bu filmde de çok fazla müzik ve efekt sesler kullanılmış, insanı bayıyor! Yine kahkahalar yapmacık ve filmde çok fazla gülünecek sahne yada olay yok. Sürekli şaka mevzusu dönüyor.
Komedi yada gençlik filmlerinde intikam temasını da ilk defa görüyorum. Filmi bi’kaç elden ilerletme isteğinin temel amacı olsa gerek. Tuba Ünsal’ın filmde olmamasına rağmen hikayesinin ilerlemesi ilginç. Zaten ilk filmden de düşük puan almış. 2.4 kesinlikle hak ediyor.
Biz bu kafayla gençlik filmi falan çekemeyiz!
Teşekkürler
ya demiştim ben sana işte olsun izledim demek için izlemişin
Gerçekten öyle oldu:) Yine de sağol Göksel.
iyiki bi film izledin… onu da insan vaktinde izler… hergele seni…