Uzun zamandır beklettiğim kitaplardan bir tanesi de Emre Kongar’ın diğer “Yüzleşmek” kitaplarından biri olan Demokrasimizle Yüzleşmek‘ti. Kongar’ın daha önce de Tarihimizle Yüzleşmek kitabını okumuştum.
Kitaba geçmeden önce, Kongar’ın genel üslubu ve tarzına yönelik birkaç şey söylemek gerek. Kongar akademik çalışmalarından çok, yorumlarıyla tanınan ve bilinen bir yazar. En azından benim için öyle. Seçim sonrası yıllardır devam ettiği programı sonlandı, nispeten daha az görür olduk.
Kongar’ın gerçekten çok iyi başardığı bir şey var; karmaşık ve anlaşılmayan konuları basite indirgeyerek, yalın bir dille anlatmak. Bu yüzdendir ki; kitaplarının neredeyse tamamı: Demokrasi, Laiklik, Atatürk gibi çoğu zaman toplumu bıçak gibi ayıran konuları içeriyor.
Demokrasimizle Yüzleşmek kitabı da, benzer şekilde tanımlarla başlayıp; tanımlar üzerinden yürüyor. Okuyucuda daima “ben bunları biliyorum” hissi yaratıyor, fakat yine de okutuyor. Bunun arkasındaki sır, anlatımdaki yalınlıkta saklı diye düşünüyorum. Sosyolog olmanın getirisini çok iyi kullanıyor Kongar.
Geçelim içeriğe; kitabın nihai amacı demokrasinin gereklilikleri üzerinden, Türkiye’deki (olmayan) demokrasiyi anlatmak. Belirttiğim gibi, kitap tanımla başlıyor ve ardından gereklilikler sıralanıyor. Medya, toplum kültür ve bilinci, birey, eğitim, kadına verilen önem, siyaset kültürü, çok partili demokrasi, biat kültürü, dincilik ve siyasi islam diye ilerleyen; kimi zaman detaylara giren, bazen de yüzeysel ilerleyen gereklilikler listesi.
Gereklilikleri sebepleriyle listelerken, Türkiye’deki yeri ve durumunu da ortaya koyunca yanlış ve eksiklikler daha belirgin oluyor. Tarihimizle Yüzleşmek için de söylemiş olduğum “farkındalık” bu kitap için de geçerli. Emre Kongar’ın bir derdi varsa o da farkındalık yaratmak, daha bilindik tabirle “balık tutmayı öğretmek” diye düşünüyorum.
Bunların dışında, Emre Kongar’ı, din öğretimi, dindarlık/dincilik ve Kemalizm gibi konularda genelde zayıf ve önyargılı bulduğumu belirteyim. Kitabın konusu itibariyle otoriter rejim, mahalle baskısı gibi kavramlara da değinen Kongar’ın halen 90’lardaki standart eleştiri seviyesinde olduğu görmek üzücü.
17 bölümden oluşan kitap, toplam 315 sayfa. İdefix fiyatı 14.88 TL.