Bugün, derbi günü! 100 küsür yıl önce ‘Papaz’ın Çayırı‘nda başlayan (şu anda Şükrü Saraçoğlu var) ezeli rekabetin yeni bir randevusu.
Stadın ortasına bayrak dikilen, kırmızı kartların konfeti niyetine kullanıldığı, su şişelerinin yağmur gibi yağdığı, ‘sidik torba’larının koltuklara koyulduğu nice maçlar gördük! Biz büyürken, büyüklerimiz eskiden kolkola izlerdik (derbi maçlarını) masalları ile büyüdük.
Televizyonlarda eski yöneticilerin, maçtan bir gün önce rakip takım futbolcularına ‘uyuyun, yarın bizimle maçınız var’ hikayeleri ile fair-play ruhunu öğrendik!
Yanda bir bilet var. 1923’den kalma. Simto’nun blogunda gördüm ve kaydettim. Cumhuriyetin ilanından önceki bir Galatasaray – Fenerbahçe maçına ait! İnceledim ve gördüm ki değişen bi’şey yok. Stadium: Stadyım, Taxim: Taksim, Football: Futbol, Match: Maç, Final: Final. Derbi de oradan geliyor.Böyle uzayıp gidiyor…
Dil yaşar sözünü o kadar net görüyoruz ki. Demek ki biz yaşatamazsak yaşatanlar da çıkıyormuş, ehe.
Not:Latin alfabesi olmayan kısımları çevirmedim.
Galata-Serai vs. Fener – Baktche maçının, ‘fair play’e uygun geçmesini diliyorum.