En son söylenmesi gereken şeyi en başta söyleyim: Lost’un yeri kolay kolay dolmaz. Hele ki, yeni bölümleri beklediğim şu günlerde hiç dolmaz. Belki unutturur.
Lost ve Flash Forward dizilerini kıyaslamak elbette yanlış olur. Benim bu yazıyı yazmaktaki amacım, Lost’un insanlarda bıraktığı etkinin ne kadar geniş ölçekli olduğuna dikkat çekmek.
Flash Forward dizisine şöyle bir göz atarsak:
6. bölümü bu hafta çıktı. Dizinin genel konusu; bir tarihte insanlığın tamamının aynı anda, aniden bayılması ve 2 dakika 36 saniye süren bu baygınlık sırasında gelecekteki bir tarihin görülmesi. Özellikle ilk bölüm konunun ne kadar ilginç olduğunu, başarılı bir şekilde göz önüne seriyor.
Fakat ilerleyen bölümlerde dizinin yavaşlamaya başladığını ve ana karakterlerin azlığını rahatlıkla görüyoruz. Örneğin; Lost’un neredeyse tüm karakterleri ön plandayken, burada sadece 2 kişi temeline oturtulmuş bir ana hikaye görüyoruz. Yine de hakkını yememek lazım, diğer kişiler ve gördükleri hikayeler de güzel. Ama, yeterli değil.
“Konu benim elimde olsa ne yazardım lan..” diyerek antipatik olmak istemem ama, sanki dizinin potansiyeli ortaya çıkmıyor gibi. Öte yandan, ilk cümlede dediğim gibi; Lost’un yeri dolmaz.
Şuana kadar FlashForward’ın 2 bölümünü izledim ve vay anasını öyle mi diyerek başladım. Lost dizisini hiç izledim kıyaslama yapamıyorum ama şu konuda haklısın. Ana hikaye belirli kişiler üzerine kurulmuş durumda. İleride dizi tıkanır mı ? veyahut açılır mı ? Şimdiden büyük bir merak konusu : ) Lost olamaz belki ama kendine has özelliği ile farklı bir dizi heyecanı oluşturmalı !..