Hayatın gerçeklerini bilmesine rağmen, toz pembe yaşayabilen insanlara bazen imrenmişimdir. Sonraki adımın ne olacağını çok iyi bildikleri halde; adımın çukura atılmasına şaşırır ve üzülürler. Ve her geriye gidiş reaksiyonu değil, umudu besler bu insanların içinde.
#101 giriş seviyesini gösterir. Şimdi, hatırladığımda o imrenme duygusunu unutturan bir hikaye anlatıyım:
Bir kral, sahip olabileceği tüm topraklara hükmetmenin verdiği rahatlığı üzerinden atmış; yeni arayışlar içine girmiştir. Kazanacak toprak da kalmadığından “hep böyle mi gidecek?” sorusuna takılır kalır.
Bu merakını yenemeyen kral, derhal emir verir. Alabildiğine geniş topraklarındaki tüm müneccimleri saraya davet eder, geleceği en iyi tahmin edecek kişiye bir servet bağışlayacaktır.
Davete icabet eden müneccimlerin sayısı hayli fazladır. Her biri kralın karşısına çıkar ve kendi yöntemlerini uygulayarak aynı geleceği anlatır:
– “Kral hazretleri, üzülerek belirtmek isterim ki; uzun ömrünüz size harap olacaktır. 6 çocuğunuzun hepsinin ölümünü görecek, sahip olduğunuz eşlerinizin de yaşlanmasına, elden ayaktan düşmesine tanık olacaksınız. Her biri ellerinizin arasında ölüp gidecek. Bu kayıplar karşısında gözünüz hiçbir şeyi görmeyecek, fakat elinizden de bir şey gelmeyecektir.”
Hikaye bu ya, kral bu müneccimlerin hepsinin kellesini vurdurur. Son müneccim gelir, kendi yöntemlerini uygular ve keyifsizce bekleyen krala anlatmaya başlar:
– “Değerli kral hazretli, çok uzun bir ömür yaşayacaksınız, topraklarınız daha da genişleyecek. O kadar şanslısınız ki çocuklarınız ve eşleriniz eksikliğinizi hiçbir zaman hissetmeyecekler. Hep mutlu, sağlıklı ve huzurlu yaşayacaklar.”
Bu sözleri duyan kralın gözleri parlar, müneccime bir torba dolusu altın verip gönderir.
Krallara lâyık.
Bakış açısı farkının önemini çok iyi anlatmışsın. Benzer bir hikaye de şurada var: http://www.youtube.com/watch?v=Hzgzim5m7oU
[…] Önceki 101: Kendini Kandırmak […]
[…] Başarısızlık fikri o kadar büyük korkular oluşturdu ki zihnimizde; başarılı gösterilenlerin ilhamlarını almaktan çekinmedik, aynı zamanda bu korku bizde derin önyargılar oluşturdu. Eldekileri garantiye almak adına elimizden ne geliyorsa yaptık. Lakin çoğu zaman önce kendimizi kandırdık. […]