2 yıl önce üniversiteye yerleşmiştim, o gün yazdığım yazı bugün bana komik ve basit geliyor ama olsun, link vereceğim: Isparta. Geçen yıl ise, öylesine girmiştim ÖSS’ye. O deneyimi de yine burada paylaşmıştım: 2. ÖSS Vakası.
Bu kez, kendim için değil, yerleşen arkadaşlar için bir şeyler paylaşayım istedim. 2 yıldır gördüklerim ve yaşadıklarımın kısa bir özetidir. “Ben ettim, siz etmeyin” sözleridir kısaca.
– Üniversite kaydı için şehire gitmeden önce -dışarıda okuyorsanız- mutlaka ama mutlaka nerede kalacağınıza karar vermiş olun. Devlet yurdu ya da özel yurt fark etmez. Muhtemelen kafanızdaki yurda gidince bakarız planı, kayıt sırası v.b durumlardan dolayı aksayacak. Dolasıyla gitmeden önce internetten, yurtların numaralarını bulun ve arayın. Şartları sorup, kafanızda olasılıkları belirleyin.
– Mutlaka yurdun havasını soluyun. Gelir gelmez, kimseyi tanımıyorken ilk bulduğunuz -muhtemelen kayıt sırası beklerken olur- kişiyle/kişilerle eve çıkmayın. Sonucu çok büyük ihtimalle hüsran olacaktır.
– Arkadaş ortamını çok fazla kafanıza takmayın. Genellikle ilk tanıştığınız insanları yıllar sonra hatırlamıyor olacaksınız. İlk zamanlar sürekli değişen bir arkadaş ortamınız olacak, buna da zamanla alışacaksınız. (Bu madde, zaten üstteki “ilk gördüğünüz adamla eve çıkmayın” vurgusunu da tamamlamış oluyor.)
– Okulu, dersleri, ders kayıtlarını, programları, hocaları, yoklama sistemini, notları falan hiç merak etmenize gerek yok. Belirli bir süre sonra, siz istemeseniz dahi onları öğrenecek ve benimseyeceksiniz. Kafaya takılacak son işler olsun bunlar.
– Üniversiteye gelir gelmez; “ben yatay/geçiş yapmayı düşünüyorum, şehir değiştireceğim, yan-dal yapmayı planlıyorum, çift-ana dal çok iyi olur” gibi, “yiyemeyeceğin muzu soyma” tadında düşünceler içinde olmayın. Büyük hüsrana uğrarsınız. Üstelik, bu düşünceleriniz; sizden sınıfça büyük olanlardan tarafından hep dalgaya alınır. Not: Eğer girmeden bu yazıyı okuyup yaparım diyen varsa ve yaptıysa beni bulsun!
– Üniversitenin kulüplerine mutlaka katılın. Etkinlik takvimini takip edin ve ilgilendiklerinize katılın. Kulüplerde aktif görev almaya çalışın. Bunun faydalarını iş hayatında ve stajda göreceksiniz.
– Profesörlerden değil, asistanlardan çekinin.
– Devlet üniversitesine gidiyorsanız eğer; dersleri değil, hocaları geçeceğini iyi aklınızda tutun. Hocalarla asla zıtlaşmayın. Fakat bu, sizi hocalara karşı pısırık ve sessiz de yapmasın! Bir hocayla ilişkileriniz iyi olursa, o dersi büyük ihtimalle geçeceğinizi unutmayın.
– Üniversitenin ilk yılını iyi değerlendirin. Üniversitenin ilk yılını iyi değerlendirin ve bir kez daha söylüyorum: Üniversitenin ilk yılını iyi değerlendirin.
– Dersleri ve sınavlarını hafife almayın. Herhangi bir dersten kalmanız bile okulu uzatabilir. Önemli ya da önemsiz ders yoktur, geçilmesi gereken ders vardır.
– Sınav dönemine dair mutlaka bir programınız olsun. Mümkün olduğunca kendi notlarınıza çalışın. Sınavları, lisede olduklarınıza benzetmeyin, sonuçları ağır olur.
– Üst sınıflardan gelen hocalarla veya derslerle ilgili yorumları dinleyin fakat çok dikkate almayın. Bu sizi önyargıya sürükler ve önyargı size hep zarar verir.
– Öğrenci İşleri’nin, dekanlığın, bölüm başkanının, danışmanınızın yerlerini ve çalışma saatlerini mutlaka öğrenin. Gerekiyorsa not edin. Ummadığınız bir anda yardıma ihtiyacınız olabilir.
– Derslerle veya bölümle ilgili olarak, soru sormaktan ya da fikir almaktan çekinmeyin. Doğru bir üslup kullanırsanız, hocalarınız mutlaka size yardımcı olacaktır.
Üniversiteye giren herkese tebrikler ve başarılar. Umarım dilediğiniz gibi olur.
Bu yazıyı yaklaşık 1 aydır kutuda bekletiyordum, bir-iki ekleme yapıp yayınlıyorum. Evet yazı yazdım.
Benim gibi yeni kazananlar için güzel tavsiyeler. Teşekkürler.
Rica ederim Oğuzhan.